Türk’ün aklı sonradan mı başında geldi, yoksa yeni kaos oyunu mu!
Geçen günlerde iktidara yakın siyasi bir parti
lideri sığınmacılarla ilgili u dönüşü niteliğinde hiç ummadığımız bir
açıklamada bulundu!
Bu duruma müteakip, sosyo-ekonomik ve demografik yapı
açısından ciddi sıkıntıda olan Gaziantep’te 41 sivil toplum örgütü ‘’sığınmacı
işgaline karşı bildiri’’ yayınlayarak artık buralarda bıçağın kemiğe dayanmış
olduğunu ilan etti.
Bir sığınmacının bir çocuğa cinsel istismarı
nedeniyle Kayseri’de sığınmacılara karşı çok sert protestolar yapıldı.
Ve Suriye tarafında da Türkiye olarak elimizle
yetiştirip eğittiğimiz ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) mensubu olduğu iddia edilen
kişilerce, bizim en hassas karnımız, kutsalımız olan ve hiçbir Türk
vatandaşının tepkisiz kalmayacağı bayrağımıza hakaret olayları gerçekleşti.
Peki..
13 koca yıl geçti. İlk sığınmacıların ve sonrasında
da kontrolsüz ve denetimsiz şekilde milyonlarca sığınmacının memleketin hemen
hemen her iline sanki planlı bir demografik yapı değişim ve dönüşüm çalışması
yapılmaya çalışırcasına yerleşmelerine izin verilmesi süreci 13 yılını
doldurdu.
Dünya tarihinde muadil örneği olmayan bu devasa göç
gerçekleşmeden önce sanki bu göçün gerçekleşmesi ve tutundurulabilmesi için
yapılmış olan, sınırlardaki mayınların temizlenmesi, Suriyeli’lere uygulanan
vizenin nedensizce kaldırılması, eğitim sisteminin lise mezuniyeti
zorunluluğuna taşınıp yerli işgücü yerine sığınmacı işgücünün kullanılmak
zorundalığının oluşturulması, büyük ev seven sınır illerde nedensiz yere aşırı
derecede çok sayıda 1+1, stüdyo tarzı evlerin yapılması konularına
girmeyeceğim.
Artık bunları tartışmanın hiç kimseye faydası yok!
Ama anlayamadığım 13 yıldır bu toplum içinde kız
alıp veren, Türkçe’yi bizden iyi konuşmaya başlayan, esnaf ve sınai anlamda
ticarette ilerleyen, işgücü olarak yerli işgücüne iş yaptırmaz hale getiren ve
iş kollarını kapan bu sığınmacılara neden 13 yıl boyunca sustunuz ve şimdi ne
oldu da tepki vermeye başladınız!
‘’Geçici Koruma Rejimi’’ adı altında maaş alan, sağlık
hizmetlerinde öncelikli tedavi hakkına sahip olup hiçbir para ve bedel ödemeden
muayene olup ilaç alabilen bu insanlar bugüne kadar neden rahatsız etmedi sizi
de şimdi rahatsız ediyor!
Türk işletmelere kredi kullanabilmeleri için
sığınmacı istihdam şartı diretildi, sığınmacılara ait sivil toplum
kuruluşları yabancı fonlarla
desteklendi, sığınmacı öğrencilere üniversitelerimizde özel kontenjanlar açıldı
ve tüm öğrenim sürelerince desteklendi, binlerce sığınmacıya ait şirket ve
işyeri kayıtdışı şekilde vergi ödemeden, sgk primi vermeden çalıştı, hızlı bir şekilde büyüdü ve
güçlendi.
Ama bu 13 yıldır var olan bir durum.Ne gördünüzde
aklınız başınıza gelmeye başladı!
Sığınmacılar kendi kültüründen ödün vermeden
yaşamaya devam ediyorlar. Yolda, sokakta, parkta, toplu yaşam alanlarında kendi
kültür ve alışkanlıklarından taviz vermeden ve değiştirme niyeti ve sinyali
göstermeden 13 yıldır aynı şekilde yaşıyorlar.
Peki şimdi noldu da bir aydınlanma yaşayıp sorunu
fark ettiniz!
Toplam kaç milyon sığınmacı olduğuyla ilgili tam
rakamı kimse net söyleyemiyor ama kayıt altında olan Suriye kökenli 1.726.044
adet çocuk şuanda ülkemizde yaşıyor.Afgan, Pakistan, Afrika kökenlileri ve
kayıt dışı olanları saymıyorum bile.
Sadece Suriye kökenli ve kayıtlı 18 yaş altında
1.726.044 çocuk var!!
Dünya standardında doğurganlığın mevcut nüfusu
yenileme hızı ortalaması 2,10 olarak kabul edilmektedir.
Türkiye’de bizim mevcut doğurganlık hızımız 2022
verilerine göre sadece 1,62 oldu.Yani artık yerel nüfusumuz azalma trendinde.
Suriye’deki Suriye’lilerin doğurganlık hızı da 2,7
olarak gerçekleşti.
Ama ne hikmetse Türkiye’deki geçici koruma rejimi
altında yaşayan kayıtlı Suriye’lilerin doğurganlık hızı 5,3 olarak gerçekleşti!!
Şimdi bunların hepsini okuyun ve mantık süzgecinden
geçirin.
Türkiye”nin Türksüzleştirilmesi programı 13 yıldır tıkır tıkır işlerken, birden ne
oldu da aklınız başınıza gelmeye başladı!
Şimdi asıl soru şu; Türk’ün aklı sonradan başına mı
geldi yoksa artık bu memlekette hem ekonomik hemde işgücü olarak söz sahibi
olan ve çok güçlü bir nüfus yoğunluğuna sahip olmuş olan sığınmacılar ve yerli
halk arasında çatışma ve kaos sürecine sokmaya çalışacak olan yeni bir süreç
için mi düğmeye basılıyor!
Yani Türk’ün aklı sonradan mı başında geldi, yoksa
yeni kaos oyunu mu!
Umuyor ve diliyorum ki Türk’ün aklı sonradan başına
gelmiş olsun ve tavizsiz, net ve memleketin bekası için vatansever politikalar
uygulansın..
Varlığınız daim olsun.
NİHAT GİDER
0 Yorumlar